Trafiği Durdurun

Gereksiz ve olumsuz düşüncelerin neticesinde oluşan yoğun trafiğin sebep olduğu anlaşılmamışlıklar, talihsizlikler ve anlaşmazlıkların sayısı bizi şaşırtabilir. Mesela, basit bir olayda, her kesim kendi hayal gücünü kullanır, kendi yorumlarını getirir ve sonra bölümlerden anlam çıkarmaya çalışır. Sonra biraz daha renk katar ve biraz da uydurur. Neticede doğru düzgün bir durum, karmaşık bir efsaneye dönüşür.

Detaylı düşünmek, kesinlikle zamanımızın salgın bir hastalığıdır.  Biz yalnız dağlarda değil, yüksek ısıdaki volkanlarda da köstebek yuvaları yapabiliriz. Ufak bir şey bile büyük bir zorlamaya dönüşebilir. Her şeyi kafamıza yükleyince, her şey                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                        büyür ve niçin, ne, nasıl sorularını sormaya başlarız. Bazen bütünün yerine geçecek kadar ayrıntılarla uğraşırız. Kuşkucu, şüpheci, gücenik veya öfkeli olabiliriz. Endişeli, kaygılı, korkulu ve endişeli olabiliriz.

Bir olayı gerçekleşmeden veya gerçekleştikten sonra ne kadar düşünürüz? Her şeyin düşünce gücümüzle abartılmaya veya süslenmeye ihtiyacı var mı? Her şey basit, karmaşık olmayan düşüncelerden oluşamaz mı? Veya ana düşüncelerimiz de dâhil her konuda fazla düşünmeye alışkın değil miyiz? Öyleyse niçin çok kıymetli olan enerjimizi boş yere harcamaktayız?

Hayal gücümüzün yolunu açtığımızda olanaklar sonsuzdur. Adeta gereksiz ve olumsuz düşüncelerin batağında boğulmaya başlarız. Eğer zihnimiz çok fazla aktif ise kontrolü çok daha zordur. Tıpkı yüksek hızda giden bir araba gibi, onu durdurmak zordur ve bir döngünün içine kolayca girebiliriz. Çok fazla düşünmemeyi öğrenmek her şeyden çok sağlığımız için yararlıdır. Düşüncelerimizi yavaşlatmak, daha az düşünmek, hücrelerimize daha fazla hayat verecektir. (hücrelerimizin canlılığını arttıracaktır)

Olduğundan fazla büyütmemek için durumların üzerinde çok durmamaya çalışın. Her şey olduğu gibidir- kabul edin. Mesela, birileri söz verdikleri halde, davetinize gelmediklerinde, şaşırmayın veya niçin gelmediler diye sorgulamayın veya beni sevmiyorlar diye yorum yapmayın. Olayları nasıl yorumlarsanız, kafanızdaki de odur. İstediğiniz şekilde inceleyebilirsiniz fakat sonunda bu sizin için zaman kaybı ve kendinizi üzmektir. Kendinizi üzmek yerine olumlu ve özsaygılı olun.

Üstünde durarak hikâyeyi daha renkli ve çekici yapabiliriz, ama problem acı bir sonuç ortaya çıkaracaktır. Başkası veya bir olay hakkındaki düşüncemiz, yalnızca çalışan hayal gücümüzdür ve kötü görüntüyü yaratan bizim çarpık düşüncemizdir. Bazen artık çok geçtir ve bu iyi bir arkadaşlığın kaybıyla sonuçlanır.

Diğer taraftan olumlu değişiklikleri yaparken, kendimizin en kötü düşmanı da olabiliriz. Çok düşünerek, ivmemizi kaybedebiliriz. Düşünce aklınıza geldiği an, onu gerçekleştirin. Yapmalı mıyım, yapmamalıyım diye düşünürken hevesinizi (motivasyon gücünüzü) kaybedebilirsiniz.

Raja Yoga meditasyonu, düşüncelerimizi, tam anlamıyla durduramayacağımızı öğretir. Bununla birlikte düşüncelerimizi yavaşlatabilir ve tıpkı kırmızı ışıkta durulduğu gibi mola verebiliriz. Aynı şekilde düşüncelerinizin trafiğini denetlemek için, ara sıra duraklayacağınız, kısa molalar olan bir zaman çizelgesi yapmayı planlamanız iyi olacaktır. Düşünceleriniz ne hızda yarışmaktalar? Bunu siz kontrol edebiliyor musunuz yoksa önünüzdeki durum mu sizi kontrol ediyor?

Trafiği ve düşüncelerinizi durdurmanın tam zamanı… Kabul edin. Akışa bırakın. Çok düşünerek üzüntüye yenilmeyin. Kendinize karşı nazik olun ve hikâyeye tatlı, mutlu bir son yaratın.

  Aruna Ladva