Altın Kurallar
31 Mart 2018 Cumartesi
Trafiği Durdurun
2 Temmuz 2018 Pazartesi

Karma: ‘Yaptığım her seçim, er veya geç, daima beni bulur.’

Karma:

‘Yaptığım her seçim, er veya geç, daima beni bulur.’

Fakat geçmişimize mahkûm değiliz, hatalarımızdan öğreniriz’ diyor İtalyan-Avustralyalı konuşmacı ve yazar Anthony Strano.

Eğer birisi güveninizi kötüye kullanırsa, kötü hisseder misiniz?

Eğer nazik bir kişiyseniz ve sizi diken üstünde tutan otoriter bir mesai arkadaşı ile çalışıyorsanız, sabrınız taşana kadar ona dayanır mısınız?

“Bir kurban mı, bir öğrenci mi veya bir usta mı gibi hissedeceğimi belirlemek benim seçimimdir” diyor ruhsallık üzerine kitapları olan İtalyan-Avustralyalı konuşmacı ve yazar Anthony Strano.

Bir muhalif gibi algılanan, aslında yalnızca bir öğretmendir. Ezik ve silik olan ruh, huzurlu ve odaklı kalarak, öz güvenli olmayı öğrenmelidir. Güveni suistimal edilmiş kişi bağımsızlığı öğrenmelidir, diyor Strano.

Karma yasası der ki;  ‘Bu bana bağlı’. Onu bir lanet olarak mı görüyorsun, yoksa hayırdua olarak mı? Sana ders veren kişiyi bir öğretmen olarak mı, yoksa bir düşman olarak mı görüyorsun? Geçmişi önceden belirlenmiş olarak mı görüyorsun, yoksa şu anı yeni imkânlar yaratan olarak mı görüyorsun? İyi karma yaratmak için, “bundan ne öğrenebilirim” diye düşünmem gerektiğini anlamalıyım.

 

Etki – Tepki yasası

Karma genellikle kötücül veya bir ceza gibi düşünülerek, yanlış anlaşılmıştır. Aslında, o bir etki-tepki kanunudur. Benzer şekilde, bir kişinin sorumluluğu veya sorumsuzluğunun sonucu gibidir.

Strano için, o kendiliğinden çalışan bir enerji veya bir mekanizmadır. İnsan bilinci, her düşünce ve eylemi kaydeden bir bilgisayar mikroçipi gibidir. İşte, o kayıt geleceği belirler.

Örneğin, hırsızlık yaparsan, bu eylem zihinde bir iz bırakır.

“Polis beni asla yakalayamayabilir, fakat gene de bunu bir şekilde geri öderim. Bu yaratılmış olan adalettir. Çalan bir kişi asla huzurlu olamaz. Bütün eylemler kayıtlıdır” diyor Strano.

Karmanın bir prensibi şöyledir: Bizler kendi cehennemimizi yaratıyoruz. Fakat kendimizi değil, başkalarını suçluyoruz. Kendi hayatımın sorumluluğunu alırsam, bu bana özgürlük verir. Çünkü sorumluluk almadan hiçbir zaman özgür olamam. Asla özgür olamam. Karma Tanrı tarafından verilen bir ceza değildir. Bir bakıma, belki de kişi kendisini lanetlemiştir. Fakat biz gene de yardım etmeliyiz. Sevgi, saygı, affetmek, sabır hayat için gereklidir. Bunlar başarıyı getirir.

 

Adalet ve affetmek

Strano, karmanın genellikle adalet ve ceza ile ilişkilendirildiğine işaret etti. “Gerçek adalet affetmek ve doğru dengeyi yeniden elde etmek demektir. Şiddet döngüsü, aslında affederek serbest bırakma gücüne sahip olduğumuzda durur.”

Karma özgürlük, seçim, sorumluluk ve sonuç prensipleri üzerinden çalışır. Strano sizi mutsuz eden bir durum veya bir kişiye takılıp kalarak “ah, bu benim karmam” diye sızlandığınız bir örneği veriyor. Kişiyi veya durumu değiştirmeye çalışmak veya kaçınmak yerine, çok daha yapıcı bir tutum geliştirebilirsiniz.

Mağdur kadar zorbaya da yardım ederiz. Aksi takdirde, zorba olanın sürekli ayıplanması ve reddedilmesi söz konusu olur ve onlar değişmezler. Daha da kötü olurlar.

Strano, bir eğitmen olarak, haşarı bir öğrenciyi izole ederek, diğer öğrencileri kontrol altında tutabildiği bir deneyimini paylaştı. Haşarı öğrenciyi uzaklaştırdığında, onun hareketleri daha kötü olmuş.

“Siz otorite sahibi pozisyonunda iseniz, sindirmek için korku ve kontrol çözüm değildir. Bu kötü bir karma olur. Bir pozisyonu kötüye kullandığınızda, o  olumsuz bir sonuç yaratır” diyor.

Öte yandan, zor veya hiç de açık zihinleri olmayan kişilerin zihnini açmak için ve onların olayları başka bir şekilde anlamalarını sağlamak ise, iyi karma yaratmadaki zorluktur.

“Ruhsallık, diğer kişilerin mümkün değil diye düşündüklerini yapabilmektir,” diyor Strano.

Öç alma ile hiç bir yere varamaz, yalnızca gelecek için şiddet tohumu ekersiniz. Mesele şudur: Her ne seçim yaparsam, eninde sonunda, beni hep bulacaktır. Fakat  daha kaliteli yaşam sağlayacak imkânlar için tutumumda değişiklikler yapmalıyım.

 

İlerlemek

“Bazen, insanın seçimleri doğru olmaz. Suçlu hissetmek yerine, kişi ilerlemelidir.” diyor Strano.

“Yaşam bize her gün imkânlar sunar. Geçmişimize mahkûm değiliz. Hatalarımızdan öğreniriz. Şimdiki ana açıksak ve sorumluluk alıyorsak, hiçbir şey kötü değildir. Alçakgönüllülük, cesaret ve inanç ile olayları değiştirebilirim. Ama sabırlı olmam gerekebilir.”

Strano, olumsuz şeylerin nasıl ve neden olduğunu, geçmişteki ego, öfke, bağımlılık, açgözlülük ve arzulara dayanarak yapılmış davranışların zarar veren sonuçlarının hasadı olarak açıklıyor. Ego ve öfke sonucu oluşan eylemler, kendini izole etme veya hasta olma şeklinde sonuçlanıyor. İnsanların isteklerimize göre davranmalarını beklemek ve bunun için baskı yapmak, o kişilerin daha iyiye değişmesi için onlara bir esin kaynağı oluşturmayacaktır. Aksine, bizden uzaklaşırlar. İnsanların yapmış oldukları tüm iyi şeyleri unutarak, bir tek olay için onlara kızmaya, ortama uygun amnezi, yani unutma deniyor. Strano, “Bu bizi affedebilen kişi yapmaz” diyor.

Sonra tekrar, bağımlılık, bir unvana – pozisyona bağlılık, roller, para ve başarı bizi hayatın iniş ve çıkışlarından kolayca incinebilir hale getirebilir.

Eğer daha büyük bir ev almak için veya bir kişi için istek duyar ve çok sahiplenici olursam, o şeyi elde etsem de, bana istediğim mutluluğu vermeyecektir. Gerçek olumlu düşünme,  elde etmek amaçlı odaklanma yerine hayatımda gelişme sağlamaktır. Çok şeye sahip olmayabilirim, fakat öz varlığımı geliştiririm.

 

Olumlu düşünme

Diğer bir açıdan, olumlu düşünme,  iyimserliğimi korumak ve çözümler olacağına dair inancımın olmasıdır. Çözümleri şimdi bilmeyebilirim, fakat inşa etmem gereken bir köprü vardır.

Ruhsalolarak farkındalığım daha da arttıkça, daha ılımlı olurum. Başarıyı takdir ederim, fakat başarı aklımı başımdan almaz. Eğer hata yaparsam, öğrenirim ve onları tekrarlamam. İnsanlar geçmişlerine ve hatta zayıflıklarına bile bağımlı hale geldiklerinde, çok suçlu hissederler. Suçluluk duygusu içinde çözüm bulunamaz. Çözüm ancak idrakle ile olur.

Övgü veya onay beklemek gibi dış desteklere dayanmak, güvensizlik oluşturabilir. Uzun vadede,  bu bağımlılık korku, kıskançlık, rekabet veya başkaları ile kıyaslanmayı besler.

 

Yaşa ve başkalarının yaşamasına izin ver. Eğer kim olduğumu bilirsem ve sahip olduklarımı dürüst ve samimi bir şekilde kullanırsam, asla bocalamam. Dürüstlük, başkalarının veya kendi gözünde değerinden asla kaybetmemek demektir. En önemlisi ise Tanrı’nın gözünde ne olduğundur.

Diğer bir taraftan, ilişkiler, mutluluk veya üzüntü kaynağı olabilir. Bağımlılığın olduğu veya takdirin olmadığı durumlarda, ilişkiler ekşimiş bir tat alır.

 

Birlikte yaşadığım insanlara, asalak olmamak çok önemlidir. Benim kendi ruhsal kimliğim olmalıdır. Fakat aynı zamanda, herkesi takdir etmeliyim ve çok derin saygı duymalıyım.

Doğa, para ve diğer maddi şeyleri kötü kullanmak kıtlıkla sonuçlanır. Ancak, iyi karma oluşturarak onları geri alabilirsiniz.

“Bu insanlardaki dayanıklılıktır.  Eğer doğru prensiplere geri dönerlerse, ‘Bunun her şeyin sonu’ olmadığını görürler.” diyor Strano. ” Eğer bir şeyler yanlış giderse, sessizliğin gücü ile geri adım atın. Tanrı’ya, kendinize ve diğerlerine güvenin. Her şey daha iyiye gidecektir. İnanç birçok olumsuz karmayı yok eder.”

 

 

Philippine Daily Inquirerda yayınlanan makaleden alınmıştır.

Yazan: Marge C. Enriquez