Nasıl Doğru Karar Alınır?
12 Aralık 2017 Salı
ŞİMDİ’de Yaşamak
26 Şubat 2018 Pazartesi

Sevginin Gücü: Sebep & Sonuç

Sevginin Gücü: Sebep  & Sonuç

 

Felsefe, düz ve basit – ne verirseniz, onu alırsınız.

Sanskritçe ‘’karma’’ kelimesi eylem ve onun sonuçlarını temsil eder, yani hayatımıza her ne ekersek er ya da geç o bize geri döner.

O, bizim yeni dersler öğrenmeye devam ettiğimiz çok büyük ve derin bir kavramdır. Ruhsal öğrenci için kişisel karma anlayışı farkındalığını derinleştirmek ve olumlu tutumları somutlaştırmak için bir motivasyon unsuru olarak işleyebilir.

Karma yasasını ne kadar özümsersek, ne ölçüde kökleşmiş alışkanlıklarla hareket ettiğimizi ve nasıl düşünüp otomatik olarak davrandığımızı o kadar daha çok fark ederiz. Bazen uzun vadeli görüşten yoksun olabiliriz veya kendimizi çok yorgun veya ilgilenemeyecek kadar meşgul bulabiliriz. ‘Dharma’mızın — ruhun bilgi ve deneyimi — değerlerimizin ve yönümüzün doğru kalabilmesi için derinlere inmesi gereklidir.

Doğru eylemden daha önemli ve zorlayıcı başka bir öğreti yoktur.

Felsefe düz ve basittir— ne verirseniz, onu alırsınız. Yine de, yorumlarda ince farklılıklar vardır. Bu, değerlerimizin ve doğru ve yanlış gibi konuları anlayışımızın bilincimize, kültürümüze, bağlama ve zaman aralığına göre değişmesinden dolayı olur.

Fakat görelilik karma yasasına uygulanamaz.

Ruhsal öğretiler erken yaştan itibaren bizimle olsaydı, böyle şeyleri benimsemek bizim için daha kolay olurdu. Bu, hayatı görme şeklimizde bir fark yaratır ve dünyayı da birçok dertten kurtarırdı.

Karma hakkındaki aldatıcı husus, onun bir ömrün sınırlarının da ötesine uzanması ve bu nedenle deneysel olarak görünebilen veya kanıtlanabilen şeylerden biri olmamasıdır. Günümüzün maddiyata ve kestirme çözümlere dayanan dünyasında, çoğu insan için böyle bir kavram kolaylıkla kabul edilebilir değildir.

Üstelik bu, tarih boyunca halk kitlelerinden uzak tutulan, ayrıcalıklı ezoterik bir öğreti olarak kalan bir bilgi çeşididir. Çoğu mistik okul, ruh farkındalığı ve onun doğal dünya ile olan bağlantısıyla ilgili kadim öğretiler çerçevesinden yapılandı. Ortaçağ Engizisyonu gibi bazı zaman periyodlarında böyle konularda fikir yormak adeta bir riskti.

Ruhsal bilgi, bağımlılık ve korkulardan ruhu özgürleştirerek içsel güç verir. Bu kesinlikle, mevcut ideoloji ve dogmaların, insanların sahip olmasını istediği şeylere aykırıydı.

Karma yasası düşündüğümüz, yaptığımız ve ifade ettiğimiz her şeye, eşit yoğunlukta bir karşılık oluşması gerektiğini söyler.

Yaşamın çemberinin, sürekli bir hareket halinde kalmasını sağlayan budur.

Karmik hesapların çabuk yaratıldığı ama hesapların kapanmasının zaman aldığı görülür.

Bu doğal düzenlemenin veya görünmez düzenin değeri onun, bu gezegen üzerindeki insan enerjisinin ifadesini kaydetmek ve ödüllendirmek için sorumlu olmasındadır. Hiçbir çaba kaybolmaz; her şeyin bir anlamı vardır ve bir rezonans(yankılanma) yaratır.

Her zaman yeniden başlayabileceğimizi, gelecek hasatlar için yeni tohumlar ekebileceğimizi bilmek içimizi rahatlatır. Bu, bireysel sorumluluğu öğrenmek için de zorlu bir yoldur. Eylemlerimizin sonuçlarından kaçamayız— eylemsizliklerimizinkinden de.

İyi kısmet toplama zamanlarında hepimiz kaderlerimizi karşılaştırmaktan hoşlanırız. Fakat bugün yaşam gitgide daha öngörülemez oluyor ve gerçek şu ki kendimizi ayakta tutmak için sağlık, berraklık ve biraz becerilerimizin de olması çok kısmetli bir karmaya sahip olmanın işaretidir.

Çünkü zamanımızda insanlık ailesinin büyük bir bölümü görünür bir yük taşıyor. Bazı anlarda elinizden gelenin en iyisini yapmanıza rağmen, bir şeylerin pek doğru olmadığını veya enerjinizin kilitlendiğini ve meyve vermediğini hissedebilirsiniz.

Zihni dengede tutmak için, odaklanma ve olumlu düşünme elzem olmasına rağmen, bazı şeylerin oluşması zaman alır ve asla oluşmayacağı vakalar da olabilir. Karma, özgür irade ve önceden belirlenmiş olmanın birlikte çalışmasıdır.

Hayatın ruhsal, zihinsel ve fiziksel enerjilerin etkileşimli bir oyunu olduğunu anlayabiliriz. Farkında olalım ya da olmayalım, daimi bir etkileşim ve titreşimlerin alışverişi yaratılmaktadır ve her dakika her birimiz tarafından da bu deneyimlenmektedir.

Harekete geçmeden önce, mantıklı ve ayırt edici olmak dharmanızı yaşamanız demektir —- farkındalıkla hareket etmektesiniz.

Tek çözüm içimizdedir.

Ruhlar olarak, biz ışık varlıklarıyız. Biz ışık boyutundan geldik ve en güçlü ruhsal deneyimleri, En Yüce Olanla yaşayabiliriz.

İlahi olanla bağlantıda olmak, karmik borçlarımızdan yavaş yavaş özgürleşmek anlamına gelir çünkü derin meditatif bilinç halimiz, bilinçaltımızda depolanmış ağır yüklerimizden bizi kurtarır. Zamanla, daimi dikkatle içimizdeki gölgeleri temizleyebiliriz.

Diğer yandan sınırlı algımızın etkisi altında hareket etmeye devam ettiğimiz sürece, duygusal benliklerimizde ve çevremizde gerginliğe neden olmaya devam ederiz. Değerli enerjiyi kaybetmeye devam ederiz.

Ruhsal güçlerimizi kullanmak ve bilincimizi yüceltmek için kendimizi ne kadar eğitirsek, o eski savunma ve saldırganlık kalıplarını o kadar daha çok bırakırız. Sorunları yeni bir ışıkta görmeyi öğrenmek, her zaman özgürlüğe kavuşturur.

Durumlarla karşılaştıkça, hoşgörü ve kabul geliştirerek ve onların köklerindeki nedenleri anlamaya çalışarak, güçleniriz.

Bu dünya, o zaman biz ruhların yalnızca düşünceler, kelimeler ve eylemler aracılığıyla kendimizi ifade ettiğimiz bir sahne, bir yaratıcı zemin olarak görünür.

Simone Boger