En değerli yaşam hazinesi düşüncelerin hazinesidir. Yaşamımızın temeli bu çok güçlü olan düşünce hazinemizdir. Düşünce gücü, bir roketten bile daha hızlıdır. Düşüncenizle nereye isterseniz gidebilirsiniz. Hangi ruhsal durumun içindeyseniz, mutluluk, olumsuzluk veya zayıflık hali, bu bir saniyelik düşüncenin sonucudur. Sadece bir düşünceyle: örneğin; ”Ben huzurluyum” huzurlu bir ruh haline ve huzur deneyimine sahip olursunuz. “Ben zayıf bir ruhum, hiç gücüm yok, gücüm kalmadı!” diye düşündüğünüz anda, o bir saniyelik düşünceyle huzurunuz ve mutluluğunuz kaybolur, kendinizi perişan hale getirir, sıkıntı yaratırsınız. Bu her iki durumun da temeli düşüncelerinizdir. Bir de bu düşüncelerle yaptığınız eylemlere bakın, sonuçları değerlendirin, düşünceleriniz ne kadar güçlüdür, görün!
Bir şey özümsemek istediğinizde, onunla ilgili bir düşünceyi zihin ve aklınıza getirirsiniz. Örneğin:” Bugün hoşgörebilme gücünü kendime özümsemeliyim.” Bir plan yaptığınızda onu gerçekleştirmek üzere kararlı, güçlü düşünceler yaratırsınız: “Bunu mutlaka başarmalı ve vazgeçmemeliyim.” Ve kararlılığınızı sürdürürseniz bunu deneyimlersiniz, değil mi? O halde yaşamın en önemli hazinesi düşünce hazinesidir. Eğer bunu layık şekilde kullanırsanız, tüm gün boyunca hem eylemlerinizde istediğiniz sonuçları elde edebilir, hem de hoşnut kalabilirsiniz. Ancak düşünce hazinenizi ziyan ettiğinizde, yani güçlü düşünceler yaratmak yerine, gereksiz şekilde düşünürseniz ne olur?
Gereksiz ve boş düşünce; pişmanlık, kuruntu, endişe, özellikle de başkalarıyla ilgili gereksiz düşünceler, mesela birinin geçmişini hala taşımak, bir başkasının yaşamı, davranışları üzerine düşünmek…şeklinde tarif edilebilir. Bunları düşünmenize gerek yoktur, size fayda sağlamaz. Fayda sağlamadığı gibi, zihinsel enerjinizi tüketir.
Gereksiz düşünceler sizi zayıflatır, aklınız karışır. Ne yapıp ne yapmayacağınız hakkında net ve doğru bir karar veremezsiniz. Ayrıca gereksiz düşünceler çok hızlıdır. Hızlarından dolayı onları kontrol edemezsiniz.
Gereksiz düşündüğünüzü nasıl anlarsınız? Bu tür düşüncelerin işareti; sıkıntı, mutluluk kaybı, kafa karışıklığı ve yaşamdan keyif alamamaktır. Hatta çoğumuz, bunun farkında bile olmayız. Şöyle düşünürsünüz: “Ben niçin mutsuzum? Neden yaşamdan keyif alamıyorum? Niçin zihnimi odaklayamıyorum?” Bunun sebebi nedir? Belki olumsuz düşüncelerinizi görürsünüz, hatalarınızı kontrol edersiniz, ama aslında bir taraftan da düşünce hazinenizi israf ederek bir hata yapmaktasınız. Fiziksel bir hastalık başta majör bir şey olmayabilir, ufaktır ama zihninizde sürekli düşünerek büyütürseniz, büyük bir şeye dönüşebilir. İşte, düşünce hazinenizi harcadınız. Bazen “Bugün bunu yaptım, bunun için mutluluğum kayboldu” dersiniz. Ancak gereksiz düşünceleri bu kadar kolay fark edemeyebilirsiniz. Şöyle düşünürsünüz: “Bugün geçti ve iyiydi. Bir hata da yapmadım”. Ama düşüncelerinizin değerli hazinesini biriktirdiniz mi yoksa ziyan mı ettiniz, kontrol ettiniz mi? Eğer biriktirmediyseniz, o halde israf etmişsinizdir. Bu hesabınıza bakmalısınız: “Bugün hangi hazineleri biriktirdim?” Bunu yapmanın yolu kendinizi mi yoksa başkalarını mı kontrol ettiğinize bakmaktır. Belki kendinizi içsel olarak kontrol ediyorsunuzdur ama dışarıda olup biteni kontrol etmek daha kolay olduğu için genelde başkalarını değerlendirmeye meyillisinizdir.
Düşüncelerinizi israf ettiğinizde, diğer hazineler de doğal olarak ziyan olur. Eğer düşünceleriniz gereksiz ise, eylem ve sözleriniz nasıldır? Onlar da gereksizdir. Düşünceler temel olduğuna göre, kontrol edin. “Sorun değil, sadece iki dakika, daha fazla düşünmedim.” Ancak iki dakikada kaç düşünce gelip geçmiştir? Gereksiz düşünceler daha hızlıdır. Düşünce gücünüzü biriktirin, sonra gün bitince onları kontrol edin. Eğer bir şeyi dikkatle biriktirirseniz, tasarruf çok küçük bile olsa, sizi mutlu eder. Eğer 1000 TL harcar ve 500 TL tasarruf ederseniz, tasarruftan dolayı hoşnutluk hissedersiniz. Düşünceleriniz üzerinde kontrol gücünüzü kullanın. “Bunun olmasını istemedim” demeyin. “Bunu anladım ama eğer olursa ne yapabilirim?” Kontrol gücünüz olup olmadığını kontrol edin. Önce onu biriktirin. İkinci olarak, eğer bir şey biriktiremiyorsanız, gereksiz düşünceleri güçlü düşüncelere dönüştürün. Kontrol edemeseniz bile onları değiştirebilirsiniz. Aksi takdirde o şekilde düşünme alışkanlığı geliştirirsiniz.
Örneğin sürekli olarak geçmişle ve başkalarının karakterleriyle ilgili düşüncelere sahip olan birisi, “Ben haklıyım, bu adil değil” diyerek haklı çıkarmaya çalışıyorsa, bu düşüncesini durdurup dönüştürebilir. Daha olumlu ve huzurlu kalabilmek şu şekilde düşünebilir: “Hiç kimse tamamen haklı ya da haksız değildir. Herkes kendi yönünden haklıdır. Daha olumlu olmak için başkalarını suçlamayı bırakabilirim”. Gereksiz düşünceleri ve duyguları yaratmada haklı olma alışkanlığımız çok derindir. Beklediğimiz kadar kolay olmayabileceğinden tekrar edilmesi gereken bir pratiktir.
Düşünce hazinenizi arttırdıkça, ihtiyaç anında faydalı olur. Aksi takdirde, fiziksel parayla olduğu gibi, biriktirmemişseniz, ihtiyaç anında aldanırsınız, yani ne zaman büyük bir durum sizi test etmek üzere ortaya çıkarsa, hazine boştur, yani hiç güç yoktur. O halde ne yapmalısınız? Nasıl biriktireceğinizi öğrenebilirsiniz.
Gün boyunca kendinizi kontrol ederseniz, pek çok farklı poz edindiğinizi görürsünüz. Mutluluk pozu, endişe pozu, korku pozu, sevinç pozu vb. Bazen bir davranışın, bir eylemin pişmanlığını yaşarsınız. Bir saat, belki bir hafta, belki yıllarca… Sonra şöyle söylersiniz: “Üç gündür mutluluğum kayboldu.” Mutluluğunuzu neden kaybettiniz? Nereye gitti? Kim aldı? Mutluluk da sizin hazineniz fakat kim aldı? Pişman olmak iyidir, çünkü pişmanlık hatanızı görüp dönüşmenizi sağlar fakat çok zaman almamalıdır. Gelecek sefere, bir saniyede bunu yapıp yapmayacağınıza karar verin. Bazen 4 saat gözyaşı dökersiniz, bazen zihniniz ağlar. Bu kadarı çok fazladır. Hata yaptığınızda, aynı hızla dönüşümü gerçekleştirmelisiniz. Hata hakkında içsel olarak tekrar tekrar konuşmayın: ”Bu oldu, şu oldu, öteki oldu.” Oldu ve bitti! Geleceğe dikkatinizi verin! Ama dikkat göstermek yerine bazen gerginlik yaratırsınız. Bunu yapmamalısınız. Bir şey yanlışsa, ”hayır” deyin ve “nokta” koyun.“ Eğer öyle olmasaydı, böyle olabilirdi; böyle olmasaydı, öyle olurdu.” Bu, gereksiz bir hesap biriktiriyorsunuz demektir. Bu şekilde biriktirdiğiniz geliriniz de biter. Düşünün, ama gereksiz düşünceleriniz olmasın, olumlu ve güçlü düşünceler yaratarak biriktirin. Tasarrufa bakın, israf başlarsa kendinizi değiştirin ve biriktirin. İsrafı durdurun. Bu şekilde düşünce tasarrufu yapmak, bu hesapta biriktirmek sizi çok mutlu edecek.
Eğer düşüncelerinizi kontrol ederseniz, diğerlerini kontrol etmek için gayret sarfetmeniz gerekmez. Bazısı derki: “Bunu söylemek istemedim ama ağzımdan nasıl çıktı anlamadım.” Bunları düşünürken zaman da geçip gider. Düşüncelerinizin hazinesiyle birlikte zamanın hazinesi de çöpe gider; ikisi birbirine bağlıdır. Düşüncelerinizi biriktirerek, doğal olarak zamanınızı ve kelimelerinizi biriktirirsiniz.
Hep hatırlayın: “Bir düşünce, bir saniye, bir nefes!” Üçü bağlantılı ve yaşam böyle geçip gidiyor… Bu hazineleri en değerli şekilde kullanmanız dileğiyle…