Doğa yardımseverdir
Acıyı, sağlığı ve hastalığı anlamak için, genel olarak doğa ile olan ilişkimizi anlamak yararlıdır. Hiç kimse doğa yasalarından kaçamaz. Kimya ve fizikte olduğu gibi birçok doğa yasası vardır. Ayrıca vücudumuzdaki metabolik ve fizyolojik süreçler için yasalar (bizim tarafımızdan bilinen veya bilinmeyen) vardır. Bu doğa yasaları içinde 3 eğilimi gözlemleyebiliriz:
1) oluşturmak, yaratmak
2) yok etmek
3) Sürdürmek, korumak
Doğanın baskın eğilimi korumak, sürdürmek, istikrarlı kalmaktır. Yaratmak ve yok etme eğilimleri, kendi aralarında dengeyi sağlar ve daha sonra bunun korunması gerçekleşir. Örneğin: cilt hücreleri, vücudun her yerinde sağlam, işlevsel bir cildi sürdürmek için sürekli olarak yaratılır ve yok edilir.
Bu bizi şu anlayışa taşır; doğanın yalnızca yıkıcı tarafını görürsek, bunun nedeni daha büyük resmi göremediğimiz içindir. Doğanın yıkıcı tarafının, daha yüksek bir amacı sürdürmedeki rolünü göremiyoruz.
Acı, ağrı ve hastalık, doğanın yıkıcı bir tarafı gibidir. Onu görmezden gelmek veya tek başına ele almak yerine, bize vermek istediği mesajın şifresini çözmeye çalışabilir, daha geniş bir açıdan bakmayı deneyebiliriz.
Özgür İradenin Bedeli
İnsanlar ve hayvanlar özgür iradeye sahiptir. Karar verme ve hareket etme yeteneğine, seçim gücüne sahiptirler. Bu bir fayda yaratabilir, ancak aynı zamanda kendilerine ve başkalarına zarar da verebilir. Doğa acı olgusuyla seçim gücümüzü kullanarak bizi yanlış yapmaktan korur. İnsanlar ve hayvanlar, potansiyel olarak tehlikeli olan herhangi bir şeyden acı çekerler, örneğin ateşe yaklaşırlarsa. Acı hissi “özgür irademize” rehberlik eder.
Doğanın dili
– Her acının bir mesajı vardır.
– Hastalıklar acının, ağrının daha karmaşık bir şeklidir.
– Üzüntü ve hayal kırıklığı gibi duygusal acı ve zihinsel ıstırabın ardında mesajlar vardır.
Doğanın bilgeliğini anlamak, bize doğanın yasalarına tamamen uygun olarak yaşama seçeneği sunar ve her seviyede bir sağlık durumu yaratabiliriz.
Bilgi
İnsanlar sahip oldukları bilgi ve bu bilginin sonucunda sahip oldukları inanç ve tutumlar açısından birbirlerinden farklıdırlar. İnançlarımız ve tutumlarımız tam (doğru) veya eksik (yanlış) anlayışlara dayanabilir. “Özgür irademiz” aynı zamanda inanmayı seçtiğimiz bilgiye de uzanır. Eksik/yanlış bilgi bize zihinsel, duygusal, fiziksel acı yaşatır ve eksiksiz/doğru bilgi farklı seviyelerde rahatlık ve huzur içinde yaşamamızı sağlar.
Doğanın İşaretleri
Acı ve ıstırap, özünde, “özgür irademizi” kullanırken zararlı bir seçim yaptığımıza dair bir işarettir. İşte bu nedenle, fiziksel acı ve hastalıkla, doğa bize vücudu nasıl kullanacağımız konusunda yanlış bir bilgiye dayanan, yanlış inançlara ve tutuma sahip olduğumuza işaret etmektedir. Duygusal acı, gerçek kimliğimiz ve gerçek doğamız, dünyadaki amacımız, ilişkilerimiz gibi hayatımızın bazı önemli yönleri hakkında yanlış bilgi veya anlayışa sahip olduğumuzu gösterir. Hastalığın ve ıstırabın her yerde bulunması, bunun zorunlu bir olgu olduğunu kanıtlamaz. Sadece düzeltilmesi gereken eksik/yanlış anlayışlara, inançlara ve tutumlara sahip olduğumuzu gösterir.
Ruhsal Model
Kendimizi saf ve temiz bir öze sahip, doğası huzur ve sessizlik olan, özünden hep iyilik bulunan ve bu fiziksel dünyada bedeniyle var olan ruhsal varlıklar olarak bilmek, burada, fiziksel dünyada misafir olarak bulunduğumuzu, hiçbir şeye sahip olmadığımızı ve bu yüzden hiçbir şeyi kaybedemeyeceğimizi, bedenin öldüğünü ancak gerçek Ben’in (ruh) ölümsüz olduğunu bilmek, güvende olduğumuza dair derin bir duyguya bizi geri getirecektir. Bu derin güvenlik duygusu, hayata, doğa ve doğanın yasalarına uyumlu bir şekilde yaklaşmamızı sağlayacaktır. Bu fiziksel ve duygusal tüm rahatsızlıklarımız için bir çare olabilir.
Dr. Rona Schweitz