Düşüncelerin Gücü
29 Şubat 2020 Cumartesi
Koronavirüs’e karşı RUHSAL bir YANIT
15 Mayıs 2020 Cuma

Bağışıklığımızı güçlendirebilmek

Hint edebiyatında meşhur bir öykü vardır. Chandragupt adlı iyi bir öğrenciye, Bilge Rehberi Chanakhya tarafından her gün içmesi için bir nektar verilir. Bir başka öğrenci Chandragupt’ a, her gün içtiği o nektarın ne olduğunu sorduğunda, “Bilmiyorum, ben Rehber’ imi sorgulamam, o ne yaparsa benim iyiliğim içindir” diye yanıtlar. Yine de verilen nektarın içinde ne olduğunu sormaya karar verir.  Rehberi de ona her gün küçük dozda zehir verdiğini söyler.  Chandragupt birden haykırır, “ama Guruji, hayatımı istediğinde sana adadığımı biliyorsun”.  Guru Chanakhya yanıtlar; “Ben senin liyakatinden eminim, buna kuşku yok. Eğer sana kılıçla saldıran olursa, her savaşı kazanabilirsin ancak seni birisi zehirlerse ne olur? Kendini buna karşı nasıl savunacaksın? Ben sana her gün biraz zehir veriyorum ki, böylece bedeninde bağışıklık gelişsin, sen de kendini zehre karşı savunabilesin”.

Biz her gün hangi zehirleri alıyoruz? Hırs ve öfkeye, olumsuzluk ve nefrete kapıldığımızda, bu zehirler bizim için iyi midir? Bunlar, bizi bunların daha fazlasına eğilimli mi yapar yoksa bunlara daha bağışık kazanmamızı mı sağlar?

Bizim ve başkalarının acı çekmesine, üzülmesine ya da kaygılanmasına neden olan, etkisine kapıldığımız her duygu, bunların birer zehir damlası olduğunu idrak etmemize yarayabilir.  Onlardan neyi öğrenmemiz gerektiğine dair bir işaret olup daha akıllı, daha bilge hale gelmemizi sağlayabilirler.  Bu şekilde, bu zehirli düşünce ve tutumlar içimizde rahatsızlık yaratmaz, tersine gücün ve bağışıklığın temeli olan yeni keşifler haline gelebilirler. 

Eğer biz de Guru Chanakya’nın mantığını izlersek, aslında onların bizi öldürmelerine izin vermek yerine, biz de bu zehirlere karşı antikorlar üretebiliriz. Özetle, her olumsuz deneyim, eğer bizi daha yüksek bilinç seviyesine taşıyorsa, değerlidir. Çünkü ne istemediğimiz bilerek, ne istediğimizi bilir hale geliriz. 

Bedenin bağışıklığını güçlendirmek için, günlük olarak gıda takviyeleri alıyoruz. Özümüzün bağışıklığını inşa etmek için ne alıyoruz? Ruhumuz için hangi vitamin ve mineralleri almamız gerekir?  Meditasyon yaptığımız sürece, kendimizle sessiz zaman geçirdikçe ve olumlu düşünme alıştırmaları yaptıkça, bunlar bağışıklığımızı güçlendirici takviyeler halini alır. Diğer bir değişle, ruhun eksikliklerini tamamlarlar. Doğru düşünceler yaratmamızda, doğru kararlar almamızda ve doğru şekilde davranmamıza yardım ederler. 

Koruyucu önlem almak, her zaman için tedaviden daha iyidir. Zayıflıklarımızı ve güçlü yönlerimizi bilmemiz için, kendimizle zaman geçirelim. Kendimize zaman ayırmadığımızda, seslerin ve eylemlerin içinde kendimizi kaybederiz. Kendi içimizden gelen sesi bile duyamayız. Gerçekten ne istediğimizi bilemez ve alışkın olduğumuz rutinleri uygulamaya devam ederiz. Yarattığımız bakış açıları bizi ele geçirir, özgür olamaz ve değişemeyiz. Ve bu da muhtemelen sağlıklı değildir. 

Biraz sessizliği ve kendinizi her şeyden ayırmayı deneyin ve ne olduğunu gözlemleyin. 

Çünkü ne istediğimizi bilmemiz, ne istemediğimizi bilmekten geçer.

Derler ki, bağışıklık sistemimizin büyük bir kısmında beslenmemiz rol oynar. Aynı şekilde, düşüncelerimizi de günlük olarak nasıl beslediğimiz, nasıl hissedeceğimiz hakkında büyük rol oynar. Eğer bir gün huysuzsam, ya da bir gün mutlu, öbür gün mutsuzsam o zaman, zihin durumumu etkiledikleri için kesinlikle, düşüncelerimin niteliğini gözden geçirmeliyim. Bu şekilde düşüncelerimizin sürekli olarak saf, olumlu, güçlü ve yapıcı olduğundan emin olabilir, böylece ruhun içsel kaslarını yapılandırabiliriz. Bu bizi güçlü ve esnek kılar. 

Bağışıklığı geliştirmek, sürekli gayret gerektirir. Sadece bir gün C vitamini alıp, etkisinin bütün kış boyunca sürmesini umamazsınız. Zehirli düşüncelerin, farkındalığımızın arasına sızmasına izin vermemek için, tedbirli ve uyanık olmaya ihtiyacımız var. Yeterince uyumak, dinlenmek ve zamanı yavaşlatmak da bağışıklığı güçlendirir. Kendinize daha az stres yaşatmanın yollarını yaratın. Bırakmayı ve yaşamla birlikte akmayı öğrenin. 

İçsel bağışıklığımızı güçlendirirken, içsel uyum, içsel kararlılık ve denge halini yaymaya başlarız. Bunun anlamı, içimizde dengelenmemiz ve bu nedenle dışarıdan gelen stres kaynaklarıyla daha iyi baş edebilmemizdir. Ruhsal seviyede, yaşamın iniş çıkışlarına aldırmaksızın, her zaman daha fazla mutlu ve hafif kalabilmemizdir. Zehirli düşünceler, sözler ve eylemler artık sistemde varlık göstermezler, bizi de etkileyemezler. Onun yerine, bu tür düşünceleri nazik ve sevecen düşünce ve tutumlara doğru dönüştürebiliriz. 

Zehirden arınmak ve içsel bağışıklığı geliştirmek için, her gün bir doz dikkat göstermenin… Şimdi tam zamanıdır!  İçsel bir dayanıklılık ve iyileşme ile birlikte sağlıklı ve mutlu bir bakış açısı yaratacağı için, ne kadar emek verirsek verelim, buna değer. 

Aruna Ladva