Cezbedici Olanın Nasıl Üstesinden gelirim?
26 Mart 2019 Salı
Bağışıklığımızı güçlendirebilmek
20 Mart 2020 Cuma

Düşüncelerin Gücü

Düşünceler bir tohum gibidir. Her ne düşünürsek, iyi ya da kötü, o düşüncelerin meyvelerini alırız. 

Düşüncelerimizin bir titreşim yarattığını ve titreşimin bir enerji olduğunu da hissedebiliriz.

Titreşimler hislerimiz üzerinde de etkilidir. Çoğumuz bunu “Bu kişiden iyi bir titreşim alıyorum…” ya da “kötü bir titreşim alıyorum…” diye ifade ederiz.

Titreşimlerin ve ortama yaydığımız düşüncelerin bir parfüm gibi kokusu vardır. “Ortamda çok ağır bir hava vardı” gibi yorumlar yapıldığını duymuşsunuzdur. Bir başkasının düşüncelerini uzaktan da olsa hissedebilirsiniz, o kişinin ne düşündüğünü ve niye öyle düşündüğünü bilmeseniz bile. Mesela birinin gerçekten mutlu mu, yoksa hayal kırıklığına mı uğramış olduğunu hissedebilirsiniz, bu nedenle sevgi dolu ve olumlu düşüncelere sahip insanların yanında olmanız önemlidir, diğer türlü kendinizi “olumsuz düşünceler hastalığına”  kapılmaktan korumanız gerekir.

Düşüncelerimiz nereden gelir? 

Zihnimizden gelirler.

Bir şeylerden korktuğumda ya da bir şey yapmak istemediğimde, zihnimin gücüyle yarattığım düşüncelerin sonucunda kendimi hasta edebilirim. Aynı şekilde, kendimle olumlu bir şekilde konuşarak, ciddi bir rahatsızlığın üstesinden gelebilecek bir ruh halini de yaratabilir ve düşüncelerimle hayatımı tekrar yoluna sokabilirim.

Örneğin:

Sabah uyanırım… Henüz bir şey olmamıştır, daha yataktan çıkmamışımdır ama kendime “çok yorgunum” ya da “olamaz! yine gidip o kişiyi görmek istemiyorum, vs…” derim.

Zihinde bilinç, bilinçaltı ve farkındalık eksikliğinden bahsedebiliriz. Düşündüklerimin farkında değilimdir ve öylesine düşünmeye devam ederim. Zihnim düşünce alışkanlığım sebebiyle, ne düşündüğüne aldırmadan ve farkında olmadan sadece belirli kalıptaki düşünceleri tekrar eder.

Düşüncelerimizi etkileyen üç şey vardır:

  1. Zihnimiz. Zihnimizin ne düşündüğü.
  2. Aklımız. Buna bazen ruhun kalbi, kalbin bilgeliği de denir.
  3. Kişilik alışkanlıklarımız. Alışkın olduğumuz düşünme şeklimiz ve düşüncelerimizde şekillendirdiğimiz alışkanlıklarımız. Bu tavrımızı, hislerimizi oluşturur.

Öyleyse zihin ne kadar gerçek olabilir?

Oldukça gerçek olabilir.

Bir bardak çay yapmak için mutfağa gittiğinizi hayal edin. Çayın kokusunu alabiliriz, kendimizi odada hissedebiliriz. Çayın tadını sanki içiyormuşuz gibi alabiliriz.

Zihin oldukça gerçek olabilir ama zihnimizle nasıl konuşulacağını öğrenmemiz gerekir. Zihni ehlileştirmeliyiz.

Bir annenin bebeği için zararlı olan bir oyuncağı başka bir oyuncakla değiştirmesi gibi, düşüncelerimizi değiştirmeliyiz. Bir anne bunu nasıl kolayca yapar? Oyuncağı çocuğun sevdiği başka bir oyuncakla değiştirir, biz de zararlı düşünceler için bu yöntemi kullanmalıyız.

Zaralı düşünceler bizi aşağı çektikleri için bizi daima incitir. Gün içerisinde olumsuz ve kendi kendimizi baltalayan düşüncelere sahip olmak hayatımızı olumsuz etkiler. Mutlu bir hayat yerine, mutsuz ve huzursuz bir hayatımız olur. 

Sorun şu ki, yüksek oranda böyle olumsuz düşüncelere sahip olmak hayal gücümüzü ele geçirebilir. Aslında yaşanılanlar zihnimizin içindedir, her zaman gerçek değildir.  İnsanların bizi sevmediğini, hakkımızda konuştuklarını hayal ederiz ve doğruyu keşfetmek yerine bunu hakikat olarak kabul ederiz. Ve en sonunda da bu durumu yaratırız.

Ne düşündüğümüzü kontrol etmemiz gerekir. Gerçekten ne düşünüyorum? (bilinçsizce, farketmeden)

Sonraki aşama düşüncelerimizin sorumluluğunu almaktır.

Biri bizim hakkımızda olumsuz ve kötü düşünse bile, bu onun sorumluluğudur. Onun düşünce ve hislerinin bizi etkilemesine izin vermemeliyiz. İşte bu, bizim sorumluluğumuzdur.

Sadece iyi dileklerimizi vermeli ve onlara karşı bağışlayıcı olmalıyız. En nihayetinde onlar da kendi düşüncelerinin ve hayal güçlerinin tuzağına düşmüş olabilirler.

Kendimizi özgürleştirmek için meditasyonu kullanmak

Meditasyonla zararlı düşünceleri serbest bırakmayı ve nasıl daha olumlu düşünebileceğimizi öğreniriz.

Düşüncelerimizi ayırt etmek ve bir kenara koymayı öğrenmek sağlıklı bir pratiktir.

Kendimizle “Şimdi değil, sonra.” ya da “şimdi bunu düşünmem gerekmiyor” diye konuşmak, düşünceleri yöneterek kendimizi gözetmemizi sağlayan bir yöntemdir.

Düşüncelerinizi değiştirebilmek için yapabileceğiniz 3 şey:

  1. Kabul etmek. Değiştiremeyeceğiniz şeyleri kabul edin.
  2. Karşılaştırma yapmayın. Karşılaştırma yaptığımız zaman kimliğimizi kaybederiz. Bir başka kişinin rolü bizimkiyle aynı değildir.
  3. Kontrol et ve değiştir. Bu ayırt edebilmek demektir. Ayırt edebildiğimiz anda, hemen değiştirebiliriz çünkü bu şekilde devam ederse, bizim için ne kadar olumsuz sonuçlanacağını görebiliriz.

Geçmiş hatalara takılmak ya da gelecek için endişelenmek yerine şu andaki düşüncelerimizin kalitesine dikkat göstermeliyiz. Düşünceler tohumdur, olumlu ve güçlü düşünceler bizim için en iyi geleceği yaratır.

 Meditasyon ruhun pilini enerji ile doldurur. Öyleyse pili olumlu düşüncelerle doldurun. Tıpkı günün başlangıcında, sevdiğiniz bir şarkıyı duymanın bütün gün size iyi hissettirmesi gibi, her sabah kendinizi meditasyon ya da olumlu düşüncelerin enerjisi ile doldurun.

Her akşam yatmadan önce gününüzü değerlendirin.  Kendinize tarafsız bir bakış açısıyla bakarak, gün içindeki artılarınız ve eksilerinizi gözden geçirin. 

Özümüzle bağlanmak, bizi orijinal enerjimize getirdiği için olumlu deneyimlerin kapısını da açar. Bizi umutla doldurur, kendimizi tanır ve daha rahat hissederiz. Kendine güvenmek ve özle bağlantıda olmak varoluşun en yüksek seviyesidir.

Jatinder Kaur