Uyum Sağlamanın Anahtarı
“Bencillik, kendinizden memnun olmak üzere yaptığınız sahte bir girişimdir.”
Hepimiz uyum veya ahenk denen o niteliği isteriz. Bununla genellikle kastedilen, işlerin yolunda gitmesi, ilişkilerimizin çatışma içermemesi, hiçbir şeyin bu ilişkilerde sorun yaratmasına neden olmamasıdır. Bencilliğin uyumun yaratılmasında yeri yoktur.
Diyelim ki, bir grup müzisyen, doğaçlama bir caz dinletisi yapıyor. Doğaçlama caz dinletisinde armoni ancak herkes birbirinin ne çaldığını dikkatle dinlerse elde edilebilir. Ancak bu şekilde, güzel ve akıcı bir müziği yaratmak için katkımızın ne olabileceğini bulabiliriz. İnsanların hangi notalarda çaldığını bilmeliyiz ki, böylece hangi notaları çalacağımızı da bilebilelim. Doğaçlama caz dinletisinde bencil bir müzisyene yer yoktur, doğaçlamanın ortasında solo bir performans sergileyerek gösteriş yapmaya da yer yoktur. Bu sadece uyumsuzluğa, anlaşmazlığa yol açar. ‘Uyum’ kelimesi, Yunan uyum tanrıçası olan Harmonia’dan türetilmiştir ve ‘anlaşarak bir araya gelmek’ anlamına gelir.
Öyleyse, bu uyumu nasıl yaratacağız? İlk olarak, hepimizin ortak noktalarının neler olduğunun farkına varmalıyız. Bunu bir temel olarak kullanabilir ve rollerimizi birlikte oynayabilmek için kendi yeteneğimizi kullanabiliriz. Ortak noktalarımızı kullanarak başkalarıyla bağlantı kurabilmek için farklılıklarımızın olabileceği kabul edilmelidir. Bir grup insan arasında, ister işte ister evde, yaşamla başa çıkmak için birçok farklı yaklaşımın bulunması doğaldır. Bazıları pragmatist, bazıları hayalperest, bazıları eylem odaklı, bazıları da başka özelliklerde olacaktır. İyi bir sonuç elde arzusu samimiyse ve herkesin niyeti mümkün olabilecek en az bencilliği taşıyorsa, ortak noktalar farklılıklardan daha ağır basar.
Uyumun ilk temeli sevgidir. Karşılıklı sevgi dolu, yardımsever bir tutum olmalıdır. Çoğumuz birbirimizle iyi geçinmek isteriz. Hiç kimse uzun bir süre boyunca uyumsuz kalmaktan hoşlanmaz. Orijinal benliğimize, özümüze daha yakın olduğumuzda, başkalarıyla uyum sağlayabiliriz. Özümüz, ruhun fiziksel dünyadaki en saf halinde, huzur, sevgi, mutluluk, hakikat ve saflıktır. Bu orijinal varoluş durumuna geri dönmek için doğru ruhsal çabayı gösteriyorsak, uyum yaratma konusunda endişelenmemize gerek kalmaz; uyum kendiliğinden akar. Uyum sağlamak için bilinçli olarak çaba sarf ediyorsak, bu gerginliğe neden olur. Doğal halimize ne kadar yaklaşırsak, uyumu da o kadar doğallıkla yaratırız.
İlişkiler dinamiktir, statik değildir, zamanla değişirler. Başkalarıyla ilişki kurmazsam uyum imkansızdır. Sessizce uzak durmak uyum sağlamak değildir. İletişim, uyuma giden yoldur. Konuşmak ve dinlemek gerekir. Açık, dürüst ve saygılı bir şekilde konuşmalı ve dinlerken dikkatli, açık fikirli olmalıyız ve gerçekten öğrenme arzusu taşımalıyız. Uyum herkesin aynılaşması demek değildir. Uyum, çeşitliliğe izin vermek, ortak noktaları paylaşmak ve başkalarının “yapma” şekline saygı duymaktır.
Uyumun ikinci temeli hoşnutluktur. Kendimden daha hoşnut ve daha az yargılayıcı olmaya çalışırsam, yararlı olmayanı değil, iyi olanı paylaşmam gerektiğini idrak edersem, başkalarıyla uyum sağlamayı zorlaştıran iç türbülansı sakinleştirebilirim. İçsel hoşnutluğa doğru ilerlerken, kendi zayıflıklarımın bulunduğunu kabul ediyor ve artık onları kendimden saklamıyorum ya da başkalarını onlara maruz bırakmıyorum. O zaman başkalarına gerçek sevgi dolu hisler yaratabilirim çünkü kendim için de sevgi duyuyorum. “Tanrı tarafından nasıl sevildiğimi ve Tanrı’nın diğerlerini de aynı şekilde sevdiğini kabul ediyorum, böylece bu temelde başkaları için sevgi yaratabilirim.” Şu anda neler olup bittiğine daha da dikkat gösterebilirim. Dünyanın her yerinde insanlar gerçek durumların içinden geçiyor ve gerçek deneyimler yaşıyor. Her günümü basit, karmaşık olmayan bir zihin durumunda geçirerek insanlara yardımcı olabilir, böylece içtenlikle yanıt verebilirim. Aslında, her şey göründüğünden çok daha basittir. Temelde herkesin oynadığı bir rol var ve ben de kendi rolümü elimden gelen en iyi şekilde oynamaya yoğunlaşmalıyım. Saf hisler ve iyi dileklerle, hepimizdeki ortak, paylaşılan orijinal niteliklere, huzura, sevgiye, mutluluğa, hakikat ve saflığa yakın kalabilirim. Her birinin burada olma hakkına saygı duyabilir, hiçbir şeyi kişisel olarak almam ve yaratılışı oluşturan tüm bu çeşitliliği kabul edebilirim. İçimizdeki uyum, bu seviyeden, olağanüstü bir etki yaratmak için yeterince güçlüdür.
Ken O’Donnell