İncinmeye 7 Yanıt
12 Haziran 2017 Pazartesi
Önce İlham Alın
13 Temmuz 2017 Perşembe

Merhamet, Şefkat ve Affetmek

Merhamet, Şefkat ve Affetmek ruhsallıkla ilgilenenlerin sıklıkla kullandığı kavramlardır. Peki, tam olarak ne anlama gelirler? Merhamet bir suçluya karşı bağışlayıcı hisler besleme, ya da bir otorite pozisyonundaki bir kişinin bir başkasını affetmesi olarak algılanır. Şefkat ise bir başkasının acısını hissedebilmemizdir. Sadece kalbi çok büyük olan tamamen affedebilir.  Bu üç eylemin tümü, merhamet, şefkat ve affetmek, kendimizle başlamalıdır.

 

Ruhsallıktaki tüm prensipler gibi, bunları da öncelikle kendimize uygulamalıyız. Öncelikli olarak, ancak kendimizi sevdiğimizde ve değer verdiğimizde; bağışlayabiliriz. Kendimizi sevmek, kendimize karşı şefkat hissetmektir. Merhamet ise,  daima kendimiz için en iyi olan şekilde davranabilmektir. Bu bencillik değildir;  kişinin kendisi için en iyi olanı anlayabilme bilgeliğidir. Merhamet arayışı içinde olmak, hiç de güçlü olmayan bir ruhsal mertebede bulunmaktır. Kaba ve baskıcı bir kişinin bana merhamet göstermesi için yalvarmayabilirim; fakat bir başkasının ilk adımı atmasını,  karar vermesini ya da belli bir şekilde davranmasını bekleyebilirim.

 

Bu durumda hissettiklerimi ve algılarımı gözden geçirmem ve kontrol etmem gerekir: kendi eylemlerimin sorumluluğunu başkasına mı yüklüyorum? Kendi hayatımı yönetebilme öz saygısına sahip olamadığım için, diğerlerinin benim hayatımı yönetmelerine izin mi veriyorum? Bir kişinin beni aramasını bekleyip, böyle davranmadığında hayal kırıklığı yaşamam bile, merhametsizliğin göstergesidir. Hissettiklerimin sorumluluğunu diğerlerine yüklerim ve beni kırdığı için o kişiyi suçlarım.

 

Benzer şekilde, diğerlerinin bizi bağışlamalarını bekliyorsak, bu çoğunlukla kendimize karşı sevgi veya öz değer eksikliğinin göstergesidir. Nasıl ve neden? Çünkü kendimi yeterince sevip değer verdiğimde, kendi davranış, düşünce, söz ve eylemlerimin sorumluluğunu da üstlenir ve sadece en iyi olanı seçerim. En sonunda, affedilmesi gereken eylemlerde bulunmayıp hiçbir zaman merhamet beklemeyeceğim bir noktaya ulaşabilirim.  Evet, küçük hataları hepimiz ara sıra yaparız ve “lütfen beni affet” diyebiliriz; ancak öz saygıya sahip olan bir kişi bunu kendini suçlamadan veya yargılamadan kolaylıkla söyleyebilir.

 

Merhamet ile şefkati ve diğerlerinden merhamet beklememeyi üzerimizde her an uygulamaya çalışalım. Eğer “diğerlerinden merhamet bekleyen” durumuna tekrar tekrar düşüyorsam, o zaman kendimi gözden geçirmeliyim. Küçük ve değersiz hissetmeme neden olan hangi tür düşünce veya davranış kalıplarını tekrar ediyorum ki bunun sonucunda kendimi özür dileyen veya merhamet bekler durumda buluyorum?

 

Aslında sürekli hata yapıp,  affedilmeyi beklemek çok sağlıklı değildir. Böyle bir durum, gücümüzün tükenmesine, öz saygımızı kaybetmemize neden olur ve zamanla depresif ve ümitsiz hissetmeye başlayabiliriz.

 

Diğer taraftan, kendimize göstereceğimiz merhamet kendi kendimizi iyileştirebilme sürecindeki en güçlü katalizördür. Bu durum, eski davranış kalıpları ve eğilimlerimin artık işime yaramadığını tam olarak idrak ettiğimde ortaya çıkar; aslında bu kalıplar daha çok acıya ve zorluğa neden olur. İşte o zaman kendi üzerimde “merhameti” uygulamalı ve olumlu yöne doğru rotamı çevirmeliyim. Yunancada merhametin karşılığı efsplahnia,  “kalbimdeki en iyiyi ortaya çıkarmak” anlamına gelir; bu ifade anlayışımı zenginleştirir.

 

Karakter özelliklerim ve tutumlarımda ne kadar doğruya yakın ve temiz bir vicdana sahipsem; diğerlerine karşı da o kadar merhametli olabilirim. Kendisi suçlu olan birisinin merhameti nasıl işe yarayabilir? Kendi sorumluluğumu üstlendikçe, vicdanımı dinledikçe ve kendi kendimin efendisi oldukça eylemlerim temizlenir ve diğerlerine karşı merhamet hissedebilirim.

Merhameti acıma duygusu ile karıştırmamalı ve karşımızdakinin kendisini değersiz hissetmesine neden olmamalıyız. Merhamet ilham vermeli ve güçlendirmelidir.

Diğerlerine karşı merhamet ve şefkat hislerimizde doğru zamanı seçmeli ve aceleci olmamaya dikkat göstermeliyiz. Bazen diğerlerini çok hızlı yargılar ve gelişmeleri için zaman ve ortamın oluşmasına izin vermeden gereksiz bir merhamet gösterisinde bulunuruz. Bu durumu örnekle ele alalım: Tırtılın kozasını daha hızlı açabilmesi için birisi yardımcı olmaya çalışır, ancak hemen sonra kelebeğin kanatlarını çırpamadığının farkına varır. Kelebeğin içeriden kozayı delmeye çalışması aslında kelebeğin kanatlarının güçlendirmektedir. Bu süreci yaşamayan kelebeğin kanatları güçlü olamaz. Biz de, çoğunlukla merhamet adı altında diğerlerine yardım etmeye çalışırız; ancak bu süreçte onları gelişmekten yoksun bırakırız.

Diğerlerine karşı gösterdiğimiz “küçük merhamet eylemleri”, küçük hayır dualarıdır.  Hayatınızdaki bu küçük ve iyi şeylere önem verin, onlar büyük ve kötü şeylerin oluşumunu engeller.

 

Hakiki merhamet ve şefkat, kendi hakikatime uygun yaşamak ve hakikati paylaşmaktır. Eğer oluşabilecek tepkiler nedeniyle konuşmaktan çekiniyorsam, diğeri için gerçekten şefkat hissedip hissetmediğimi kendime sormam gerekir. Gerçek arkadaşlıklarda dürüstlük olmalıdır.

 

Affetme konusunda ise, ilk önce kendimi affetmem gerekir. Başkalarına verdiğim gücümü kendime iade etmeliyim. Diğerlerini affedip yolumuza devam etmenin her zaman için en sağlıklı davranış olduğunu hatırlayın. Affedememek, geçmişe tutunmaktır; bu durum ayağıma bağlı bir zincir gibi beni geriye çeker ve ilerlememe engel olur.

 

Şimdi, kendini sevmenin en üst ifadesi olan merhameti içimde yeşertme zamanıdır. Sevgi ve şefkat ile hareket ettiğimizde, ilişkilerimizde daha az mücadele veririz. Hayat çarkınızın yağlanmasına yardımcı olan “küçük merhamet eylemleri” ne dikkat edin. Temiz bir kalbe sahip olun;  bu, merhamet ile dolup taşan şefkat dolu bir kalbe giden yoldur.

 

Merhamet, Şefkat ve Affetme üzerine düşünceler:

         Kendinize ve diğerlerine karşı merhametli olun.******

         Kalbinizdeki merhamet, zayıf yönlerinize karşı gücünüzü arttırır*****

         Bağımlılıktan özgür bir merhamet duygusuna sahip misiniz?*****

         Diğerlerini düzeltmek için çok çaba gösteririz, peki affetmeyi biliyor muyuz?***

         Şefkatimiz, başkalarına huzur ve mutluluk verebilme yeteneğimizin seviyesiyle ölçülür.***

 

Aruna Ladva