Stresin, hayatımızda sürekli etkisinin olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Bu; zor insanlar, zorlayıcı durumlar, geçmiş, gelecek ve hatta kendi düşüncelerimiz dahi olabilir. Baskı arttıkça, kendimizi en ufak rahatsızlığın etkiliyor olmasına izin veriyor, dolayısıyla kendimizi giderek daha fazla tepki verir halde buluyoruz.
Huzuru aradığımız zaman, kendimizi daha iyi hissetmek için, fiziksel şeylere yöneliyoruz : Yemek, içmek, gezmek, insanlar, farklı mekanlar vb. Bunlar kısa süreliğine yardımcı olabilir. Fakat unuttuğumuz husus, dışarıda bulamayacağımız huzurun kendi içimizde olduğudur. İstediğimiz tek şey, huzur ve huzurlu bir zihne sahip olmaktır.
Zihnin besini düşüncelerdir. Bizleri huzurlu ya da huzursuz yapan kendi düşüncelerimizdir. Olumsuz düşünceler enerjimizi tüketir ve zihinde gerilim yaratır. Olumlu düşünceler ise bizleri sağlamlaştırarak güç verir.
Şimdi kendinizle bir atölye çalışması yapın. Bir süre sessizce oturarak, zihninizin iç durumuna ve düşüncelerinizin kalitesine bir bakın. Sadece izleyin ve kendinize “Neden?” gibi hiç bir soru yöneltmeyin. Ardından, kendinizle sevgi dolu konuşarak ve zihninizi mutluluk ve huzur hazineleri ile doldurarak, mutsuzluk ve huzursuzluk namına ne varsa, kovalayın.