Başkalarında gördüğünüz her şeyin, iyinin, kötünün ve çirkinin, sadece kendinizin aynadaki yansıması olduğunu biliyor muydunuz? Bir zayıflığı fark edebilmeniz veya başkalarında olan gücü görebilmeniz için, onlardan çok az bir miktar da olsa sizde bulunmalı. Başka türlü onları nasıl tanıyabilirsiniz? Başarılı ilişkiler istiyorsanız, düşünce ve duygularınızı sahiplenerek sorumluluk almanız gerekir; içsel güce ve duygusal sağlamlığa giden yol budur.
Sizi delirten veya size acı veren kişinin, kendi içinizde olan bir şeyi yansıttığı düşüncesi sizi ilk başta sarsabilir! Ancak, bu derin ruhsal noktayı anladığınızda, şikâyet etme, suçlama ve kıyaslama alışkanlığından özgürleşebilirsiniz. Bu topu tekrar size geri atar. Artık kurban rolünü oynayamazsınız – ayağa kalkıp, ne ve kim olduğunuza dair sorumluluk almanız gerekir – ancak parmağı başkalarına doğrultmak her zaman daha kolaydır. Bu ise özgürlüğe ve kendine hükmetmeye doğru giden gerçek bir adımdır.
Bir ayna nasıl yalan söylemiyorsa, ‘bizim yargımız’ ve özellikle başkalarını eleştirmemiz çok ilginçtir, çünkü hatırlayınız – ‘aynalar yalan söylemez’. Başkalarındaki egoyu fark edebilmeniz, kusura bakmayın ama şüphesiz ki, bu özelliğin sizde de olması gerektiği anlamına gelir. Başkasındaki iyiliği ve cömertliği görebiliyorsanız, o zaman da bu özellikler sizde bulunuyor olmalı… Şimdi kınadığınız davranışları, geçmişte kendiniz yapmış olmalısınız.
Başkalarının davranışları hakkında yorum yaptığınız her sefer, bir an durup kendi davranışlarınızı kontrol etseniz iyi olur. Ve öğrenmek için diğer çok güzel bir nokta daha: kendinizi düzeltmeye başladığınızda, başkalarının da değişmeye başladıklarını ve aynı düzeltmeyi geri yansıttıklarını göreceksiniz. Sinirlenip saldırganlaşırsanız, başkaları da aynı davranışı sergileyecekler. Belli bir durumda alçakgönüllülük sergilediğinizde ise, başkaları da büyük ihtimalle alçakgönüllülük göstermeye başlayacaklar. Ancak sonuçları görebilmek için sabırlı olmanız gerekecek.
Kendi eksikliklerinizi görmeye istekli olmanız gerekir. İçsel gücünüzü gerçekten geliştirmek istiyorsanız, aynayı, kendinizi görmeye ve olumlu değişime götürmek için gereken adımları atmanıza olanak tanıyan bir armağan olarak göreceksiniz. Ancak büyük bir ruh büyük bir davranış sergiler… Bağışlar… Geri çekilir… Ve başkalarına fırsat tanır… Karşılık olarak bağırmak yerine sessiz kalır… Bu yeni davranış zaman alır, ancak verdiği ödül de büyüktür.
Bir ayna bir ışığı nasıl büyütebilirse, siz de, parlak bir biçimde ışıyarak, başkalarının hayatlarını aydınlatabilirsiniz. Olumluyu vurgulayarak ve her ruhtaki güzelliği görerek, başkalarının içindeki en iyiyi görmeyi seçtiğinizde, sizin de ışığınız yanar. Onların kendi gerçeklerini, güzellik ve ihtişamlarını görmeye olanak verdiğinizde, içlerinde yatan saf potansiyellerini yansıtırsınız. Bu belki de başkalarına yapabileceğiniz en büyük hizmettir, çünkü her ruhun iyileşmesi burada yatar; her birimizin içinde yatan temel iyiliği gerçekten görebilmekte yatar.
Aynanız kirliyse, hemen gözlerinizin önünde duran güzelliği bile göremezsiniz. Görüntünüzü belirsizleştiren nedir? Gereksiz düşünce ve duygular yaratan kendi olumsuz bakış ve tutumunuzun kiri. Olumsuz tutum ve inançlar görüşünüzü sadece bulanıklaştırır. Onları bırakın.
Zamanı geldi… ‘Aynalar yalan söylemiyor’ fikrini kabul etme zamanı geldi. Kendinizi eski düşünce kalıplarından ve parmak gösterme, başkalarını suçlama ve bunun gibi şeylerden kurtarabilmeniz için gereken yaklaşımın, hayatınızda küçük değişiklikler yaparak başlamak olduğunu hatırlayın. Aynanızı parlatarak başlayın ve ondan sonra sadece iyiliği yansıtın; şüphesiz sadece iyilik size yansıyacaktır.
Aruna Ladva