Ben Kimim Gerçekten?
12 Haziran 2017 Pazartesi
İyileştiren Düşünceler
12 Haziran 2017 Pazartesi

Sabır Bir Erdemdir

İstiyoruz ve hemen şimdi istiyoruz. Neyi? Hemen hemen her şeyi… Sabrımızın çok azaldığı ve neredeyse yok olduğu bir noktaya geldik. Bekleyecek vaktimiz yok… Ne de olsa vakit nakittir!

Bazen sadece biraz daha sabırlı olsaydık ne çok acıdan, kaç tane çatışmadan ve sayısız kalp kırıklığından kurtulabilirdik, bir düşünün. Karşımıza sınavlar çıkana kadar hepimiz sabırlı olduğumuzu zannederiz.

Sabır bir erdemse, telaş bir kusurdur. Kaç defa, telaş içinde yaptığımız ya da söylediğimiz bir şeyden pişmanlık duymuşuzdur! Sadece bir an için durup nefes alarak bir saniye için bile olsa eylemlerimizin sonucunu düşünmüş olsaydık belki de o hasar oluşmayacaktı.

Telaş her şeyden önce zihinde başlar. Zihnimizin ne kadar çabuk düşüncelerle dolmasına izin verirsek, sonrasında daha hızlı eylem yapmaya ve sonuç olarak daha çok hata yapmaya meyilli oluruz. Daha çok telaş bizi yalnızca yavaşlatır ve sonuç olarak bize zaman kaybettirir. Oysa yavaş düşünmek bizi tembelleştirmez, aksine daha yavaş ve kontrollü düşünmek kararlarımızı daha hızlı ve güvenle verebilmemizi sağlar.

Sabır, olumsuzluk etkisini gösterinceye kadar ki tahammül seviyesi olarak tanımlanmıştır. Peki, sizin için bu seviye nedir? Bir dakika, bir saat veya yıl mı? Bu, kesinlikle kendimize sormamız gereken bir sorudur. Yani bir kimsenin yeteri kadar sabrı olduğunu söyleyebileceğimiz bir nokta var mıdır?

Fakat tahammül etmek (katlanmak) yerine uyum sağlama gücüne sahip olmaya ya da durum ile uzlaşmaya karar verseydik ne olurdu? Gereksiz düşünceleri bırakmak, kişilerin ve olayların bizi etkilemesine izin vermemek! Bu, ruhsal hoşgörü gücü olarak adlandırılır.

Sabrınızın niteliğini kontrol etmek için uygulayabileceğiniz bazı basit testler vardır. Örneğin internetten dosya indirme süresi gibi… Bir şeyi deneyip pes etmeden önceki tahammül gücünüzün sınırı 10 saniye midir? Ya da kaçımız markette kasada ya da sinemada bilet kuyruğunda beklerken sıranın yeterince hızlı ilerlememesinden rahatsız olmuşuzdur? Bunlar gündelik hayatta sıradan insanlarla yaşadığımız basit testlerdir. Bu durumlarda sabırlı olmayı beceremezsek arkadaşlarımız ve akrabalarımızla olan karmaşık ilişkilerimizde sabırlı olmayı nasıl başaracağız?

Yalnızca hemen şimdi ve burada istediğimiz şeylere sahip olmak için kaç defa ihtiyaçlarımız, isteklerimiz ve standartlarımızdan ödünç vermişizdir? Buna karşın yarını kim bilebilir ki? Bilinmeyen yarını beklemekten ziyade bugün görebildiğimiz ve hissedebildiğimiz şeylere sahip olabiliriz.

Sabır gerçekten bir erdemdir. Uygulandığında (sabırla!) hayatta önünüzdeki olayların gelişimini kesintisiz ve aksaksız olarak, eşsiz bir şekilde görebilmenizi sağlar. Belki de asla hayal etmediğiniz ya da düşünmediğiniz bir şekilde… Sabır aynı zamanda bir güçtür, güçsüzlük değil! Etrafınızdaki dünya sizi başka bir yöne itmek için elinden geleni yapıyorken, kişinin kendi değerlerine göre yaşaması güç gerektirir. Bu erdem telaşa kapılmadan sakin ve soğukkanlı kalmamızı sağlar.

Sabır her şeyin zamanı gelince olacağını bilme anlayışıdır. Yavaş yavaş büyüyüp olgunlaşarak yeşil bir yaprağa ve güzel bir çiçeğe dönüşmenin zevkini yaşayacak olan bir tohumdan bir gecede olgunlaşıp meyveye dönüşmesini bekleyemezsiniz.

Ve üstelik arzuları, istekleri ve istediklerimize henüz sahip olmadığımız duygusunu bıraktığımızda büyük olasılıkla onlar kendiliğinden bize gelecektir.

Vakit her an sabırlı olma vaktidir.

 Aruna Ladva