Kadınların Dört Yüzü
28 Nisan 2017 Cuma
Üzüntüden Kurtulup Özgürleşmek
12 Haziran 2017 Pazartesi

İlişkiler

Günümüzde, gündelik hayatın içinde belki de  en yıldırıcı ve mücadele gerektiren alanlarından biri diğer insanlarla düzgün bir iletişim ve etkileşimi  sağlayabilmek. İnsanoğlu çok karmaşık varlıklar olarak görünüyor! Modern yaşamda her birimizin maruz kaldığı sonsuz bilgi bombardmanı nedeniyle, insanlar çok geniş bir alana yayılmış olan düşünce ve fikirler tarafından etkilenir hale gelmektedirler – ki bu da bir kişinin bir başkasının görüş açısını doğru olarak anlamasını zorlaştırıyor.

 

Geniş alanlara kurulmuş şehirlerde yaşarken, günlük yaşam içinde bir çok insanla etkileşim halinde olmamız gerekiyor. İş yerinde, evde, alışveriş merkezlerinde hatta sokaklarda, insanların davranış ve kendilerini ifade ediş şekillerinden tutumları ve önyargıları açıkça görülmektedir.

 

Eğer yaşamımızı kendi mutluluğumuz ve eksiksiz zihin huzurumuzla geçirmek istiyorsak, başka insanlarla iyi İlişki Kurma Sanatı zorunludur. Bu sanat, kendimizi nasıl bir zihinsel durumda tutacağımızı bilmeyi ve farklı kişiliklerle meşgul olurken bu durumu nasıl uyarlayabileceğimizi kapsar. Örneğin, bir gün gürültücü ve hükmeden bir kişilikle, ertesi gün ise çok içe kapanık ve az konuşanbirisi ile çalışmanız gerekebilir. Farklı kişilikler sergileyen farklı insanlarla nasıl başa çıkmalı?

 

Bir kişinin Öz Değeri yüksek olduğu zaman, baskı altında kalmış veya  bir şekilde “ kendi kimliğini kaybetmiş” gibi hissetmeden, kendisini uygun şekilde ayarlayabilir. Öz Değer düşük olduğu zaman ise kendimizi başkalarıyla kıyaslama eğilimimiz vardır – ki bu nedenle “ üstünlük kompleksi” veya “ aşağılık kompleksi” yaratılır- ve aslında her ikisi de gerçek Öz Değeri reddetmektir. Zihnen başkalarıyla kıyaslama ve rekabet etme alışkanlıkları zihin enerjimizi kaybetmemize ve bu sebeple yorgunluk hissetmemize neden olur. Bunun sonucu olarak sabır seviyemiz ve hoşgörü eşiğimiz düşer ve kendimizi sinirlenebilir ve kolaylıkla kızabilir halde buluruz. Başkaları hakkında aşırı şekilde düşündüğümüz kötü bir döngü yaratılır – ve bu bizi zihnen yorar…….ki bu da kendi düşüncelerimizi kontrol edememeye yönlendirir….ve döngü böylece devam eder.

Döngüyü Sona Erdirmek

 

Bu döngüden nasıl çıkmalı ve özgürlüğümü nasıl yeniden kazanmalıyım? Kendi eşsizliğimi idrak ve takdir etmek önemlidir. Sadece bir tane “Ben” varım ve yaşama yapacağım eşsiz bir katkıya sahibim. İçimde bulunan iyilikleri ve nitelikleri gördüğüm zaman – ve bunları kendim ve başkaları için kullanmakla meşgul olduğum zaman, başkaları hakkında aşırı şekilde düşünerek kendimi kaybetmem. Kendimi ne ölçüde yararlı ve kuvvetlerimi kullanıyor olarak  hissedersem, o ölçüde öz değerim artar. Öz değerim yüksek olduğu zaman ise davranışlarım aşağıdaki dengeyi gösterecektir:

 

Güven ve Alçakgönüllülük

 

Bu 2 nitelik aynı madalyonun 2 ayrı yüzüdür. Bu, kendime ve kendi eşsizliğime saygı duyduğum, ama aynı zamanda başkalarını da dinlemeye ve onlardan öğrenmeye hazır olduğum anlamına gelir. Gerçek Öz Değer, diğer insanlarla ilişkilerde alçakgönüllülük olarak ortaya çıkar. Başkalarına “ kendileri olmaları” için bir alan açarım. Her zaman ilgi merkezi olmaya ihtiyacım olmaz. Başkalarının da ön planda olmalarına imkan verir ve başarılarını içtenlikle alkışlarım. Kendi hakkımdaki eleştirileri dinleyebilir ve küçümsendiğimi hissetmeksizin kendi hatalarımı kabul edebilirim.

 

Güven aşırıya kaçtığı zaman, kibre dönüşür…..ki bu da başkalarıyla olan ilişkilere zarar verir. İnsanlar genellikle kibirli bir insandan uzak durmak isterler.

 

Alçakgönüllülük aşırıya kaçtığı zaman, herşeye boyun eğmeye,  kendini değersiz hissetmeye ve  “ paspas olma sendromu” na dönüşür.

 

Dengeli olmak ilişkilerdeki uyumu korumada değerli bir hünerdir.

 

Saldırganlıkla Başa Çıkmak

 

Öz Değer düşük olduğu zaman saldırganlıkla başa çıkmak için aşağıda bahsedilen 3 şekilde davranırız:
1- Doğrudan Saldırganlık: Diğer kişileri bastırma yollarının arayışı içinde kavgacı ve  hücum eden, başkalarını küçük düşürmek için fırsat kollayan bir yaklaşımımız olacaktır. Şöyle yorumlarda bulunabiliriz: “ Sen bir zaman kaybısın” “Neyin var – sen işe yaramazsın” vb. Eğer başkalarını bastırmaya çalışıyorsak, bu o anda, aynı zamanda kendi Öz Değerimizin de düşük olduğunu gösterir.
2- Dolaylı saldırganlık: Dolaylık saldırganlık da başkalarını bastırmaktır……..fakat gizli bir yolla. Bir başkasına doğrudan saldırı açık ve görünür bir bıçaklama gibi iken, dolaylı saldırı gizlice yapılan iğnelemeler şeklinde gerçekleşir. Birisini incitmek için yapılan bir hücum… bunu aslında neden yaptığımızı onlar dahi bilmezler. Şöyle söyleyebiliriz: Birisi buluşmaya geç kaldığı zaman “ Bu oldukça iyi…. Hele senin gibi birisi için” veya “Bize katılmak senin için iyi bir şey”. Bir başka kişiyi küçümseme eğilimi gene o anda kendi Öz Değerimizin düşük olduğunu gösterir.

 

3- Pasiflik: Bir başkasına şöyle söyleyebilirim: “Peki – sen neye karar verirsen benim için tamam”….fakat içimden “tamam” diye hissetmem. İçimden acı çekerim, ama tamam derim ve başkaları ne derse onu kabul ederim. İçeride bir zayıflık ve kendimi ifade etmekte bir acizlik vardır. Bir duruma ilişkin kendi görüşlerimi paylaşma güveni yoktur – bu nedenle başa çıkabiliyormuşum gibi davranırım. Uzun süre pasif kalan bir kişi bir gün hapsedilmiş ve bastırılmış duyguların sonucu olarak öfkeyle patlayabilir.

 

Öz değer yüksek olduğu zaman, sözünün arkasında duran biri olabiliriz. Bu durumda, ne saldırgan ne de pasif olurum – fakat bir şey hakkındaki duygularımı, durumumu,  görüşümü kavga etmeden veya mücadeleci olmadan belirtebilirim. Kendime inancım ve güvenim vardır. Kendi fikirlerimi değerlendirir ve bunların başkalarıyla paylaşmaya değer olduğunu hissederim. Eğer bir şeyin doğru olmadığını düşünüyorsam, bunu söylemek için duraksamam – fakat derhal bir başkasını eleştirmek için de atlamam. Girişimcilik olduğu zaman, kendime ve aynı zamanda başkalarına da saygı duyarım. Saldırganlık olduğu zaman ise, ne kendim için ne de başkaları için saygım olmaz.

 

Gerçek Öz Değer olduğu zaman kendime saygı duymak ile başkalarından öğrenmek için açık ve hazır olmak arasında doğru bir denge olacaktır. İnsanlar bana daha fazla güveneceklerdir, çünkü gerçek fikirlerimi paylaşmak isterim ve bilgi saklamak, başkalarına yalan söylemek için oyunlar oynamaya ihtiyacım yoktur.  Hatalarımı kabullenmekten utanmam ve sıkıntı duymam – çünkü bunun da olabileceğim en iyi hale gelme yolculuğunun bir parçası olduğunu bilirim.

 

Enerji Alışverişi

 

İnsanlar karşılıklı etkileşimde bulundukları zaman, bu sadece iki kişi arasındaki  sözcüklerin  alışverişi değil aynı zamanda bir enerji alışverişidir. Hangi enerjilerin ifade edildiğine bağlı olarak, ilişkide, ifade edilen enerjilere  karşılık gelen sonuçlar ortaya çıkar.  İşte bireylere uyduğu kadar uluslara da uyan birkaç örnek!

 

Kibir + Kibir = Savaş

Kibir + Değersizlik = Hükmetme

Değersizlik + Değersizlik = İlgisizlik

Kibir + Alçakgönüllülük/Güven = Silahsızlanmak

Alçakgönüllülük/Güven + Alçakgönüllülük/Güven = Saygı

 

İnsanların diğer insanlardan almaya en fazla ihtiyaç duydukları şey saygıdır. Eğer Öz Saygım varsa, başkalarına kolaylıkla saygı gösterebilirim….ve ilişkilerim uyumlu bir hale gelir……….